Insan tabiata dogar, hayati ise kurar. Hayat hafizayla, geçmisle, tarihle hayat bulur. Tarihi bilmeyen insan, geçmisi bilmeyen insan demek degildir; gelecegi bilmeyen, hayati ön-göremeyen insan demektir. 1000 yildir bu topraklarda tarih yazmis Türkler, ancak tarihi tecrübelerine mensubiyet; insa ettikleri medeniyete aidiyet duymakla dik durabildiler. Iste bu deneme Türk kimligini tesrihe çalisiyor. Insan olmakligi en temel varolus tarzi olarak benimseyen, bu yüzden de sirtlanlarin arasinda yalin-iz kalmis ama dik-durusunu, yürüyüsünü, kisaca kendilikini koruyarak yeni bir hayati teklif ve temsil etmeye çalisan Türk’e, bu gayreti kemale tasiyacak ilkeleri ve hedefleri isaret eden yazilardan olusuyor.